Kanun Tasarısı Hakkında
Bülten No: B042-2020
08 Nisan 2020
PAYLAŞ

Sayın Üyemiz,

Hazırlanan Torba Kanun tasarısı ile İşsizlik Sigortası Kanunu, İş Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da yapılması planlanan bazı kanun değişiklikleri hakkında sizi bilgilendirmek istedik. Tasarının yürürlüğe girmesi halinde ayrıca bir bilgilendirme yapılacaktır.  

1- Kanun tasarısının 4. Maddesine göre 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 24- 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun geçici onuncu maddesi çerçevesinde ücretsiz izne ayrılan işçilere ve 15/3/2020 tarihinden sonra işten çıkarılmış olup, Kanunun diğer hükümlerine göre işsizlik ödeneğinden istifade edemeyen işçilere, 4857 sayılı İş Kanununun geçici 10 uncu maddesi çerçevesinde belirlenen fesih yasağı süresince Fondan her gün için 39,24 Türk Lirası nakdi ücret desteği verilir.

Birinci fıkra çerçevesinde ücretsiz izne ayrılarak ücret desteğinden yararlanan işçinin işveren tarafından fiilen çalıştırılmaya devam ettiğinin tespiti halinde 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 102 nci maddesinde belirlenen idari para cezaları dört katı olarak uygulanır.

Bu madde kapsamında verilecek nakdi ücret desteğinden yararlanma süresini altı ay süreyle uzatmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.”

Hüküm ile Covid -19 salgın hastalığının olası etkileri dikkate alınarak 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun geçici onuncu maddesi çerçevesinde ücretsiz izne ayrılan işçilere ve 15/3/2020 tarihinden sonra işten çıkarılmış olup, Kanunun diğer hükümlerine göre işsizlik ödeneğinden istifade edemeyen işçilere, 4857 sayılı İş Kanununun geçici 10 uncu maddesi çerçevesinde belirlenen fesih yasağı süresince Fondan her gün için 39,24 Türk Lirası nakdi ücret desteği verilecektir.

Ücretsiz izin süresinde işçinin işveren tarafından çalıştırıldığının tespiti halinde 5510 sayılı Kanun’da belirlenen idari para cezalarının dört katı uygulanacaktır.

2- Kanun tasarısının 5. Maddesine göre 4857 sayılı İş Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“Geçici İstihdam Güvencesi

GEÇİCİ MADDE 10- Bu Kanunun kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin iş sözleşmesi, COVİD-19 salgın hastalık neticesinde kamu yararının gerektirmesi nedeni ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay süreyle 25 inci maddenin birinci fıkrasının ikinci bendinde gösterilen sebepler dışında işveren tarafından feshedilemez.

Birinci fıkra çerçevesinde fesih yasağı uygulanan hallerde işveren işçiyi ücretsiz izne ayırabilir.

Bu madde kapsamında belirlenen fesih yasağı süresini altı aya kadar uzatmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.”

Madde ile ülkemizde salgının olası etkileri dikkate alınarak bu Kanunun kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin iş sözleşmesi, COVİD-19 salgın hastalık neticesinde kamu yararının gerektirmesi nedeni ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay süreyle 25 inci maddenin birinci fıkrasının ikinci bendinde gösterilen sebepler dışında işveren tarafından feshedilemeyecektir.

Fesih yasağı uygulanan hallerde işveren işçiyi ücretsiz izne ayırabilecektir.

3- Kanun tasarısının 42. Maddesine göre 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 40 ıncı maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(2) Her tacir kullanacağı ticaret unvanını ve bunun altına atacağı imzayı notere onaylattırmak veya herhangi bir sicil müdürlüğünde yazılı beyanda bulunmak suretiyle ticaret sicili müdürlüğüne verir. Tacir, tüzel kişi ise unvanla birlikte onun adına imzaya yetkili kimselerin imzaları da ticaret sicili müdürlüğüne verilir. Ancak limited şirketin ticaret siciline tescilinde imzaya yetkili kişilerin imzaları, ticaret sicili müdürlüğüne verilir. Kamu kurum ve kuruluşlarınca veri tabanına kaydedilmek üzere imzası alınan kimselerin imzalarının, Ticaret Bakanlığı tarafından ilgili kurum ve kuruluştan elektronik ortamda alınarak ticaret sicili müdürlüğünce görüntülenebilmesine ve ticaret sicili dosyasında saklanabilmesine imkân sağlandığı hallerde imza beyanı alınmaz. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Ticaret Bakanlığınca çıkarılacak tebliğ ile belirlenir.”

Ticaret sicili müdürlüklerinin yanı sıra noterlerde de imza beyanında bulunulabilecektir. Tacirin ya da temsile yetkili kişinin Devlet veri tabanında imzasının bulunması halinde, ayrıca ticaret sicili müdürlüğüne gidilmesi gerekliliğini ortadan kaldırılmakta ve işlemlerin tamamen elektronik ortamda yürütülmesine imkan tanınmaktadır.

4- Kanun tasarısının 43. Maddesine göre 6102 sayılı Kanunun 399 uncu maddesinin altıncı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “dördüncü ayına” ibaresi “beşinci ayın sonuna” şeklinde değiştirilmiştir.
“(6) Faaliyet döneminin dördüncü ayına beşinci ayın sonuna kadar denetçi seçilememişse, denetçi, yönetim kurulunun, her yönetim kurulu üyesinin veya herhangi bir pay sahibinin istemi üzerine, dördüncü fıkrada gösterilen mahkemece atanır.”

Olağan genel kurul toplantılarının faaliyet dönemini izleyen beşinci ayın sonuna kadar yapılması öngörüldüğünden denetçinin seçimine ilişkin süre de uyum sağlanması amaçlanmıştır.

5- Kanun tasarısının 44. Maddesine göre 6102 sayılı Kanunun 409 uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “üç” ibaresi “beş” şeklinde değiştirilmiştir.

“(1) Genel kurullar olağan ve olağanüstü toplanır. Olağan toplantı her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç beş ay içinde yapılır.”

Anonim şirketlerin genel kurullarının faaliyet döneminin ilk beş ayı içerisinde yapılabilme imkânı getirilmiştir.

6- Kanun tasarısının 45. Maddesine göre 6102 sayılı Kanunun 562 nci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

“g) 409 uncu maddesi ile 617 nci maddesinde öngörülen sürelerde olağan genel kurulu toplantıya çağırmayan anonim şirket yönetim kurulu üyeleri ile limited şirket müdürleri,”

Kanunda öngörülen sürede olağan genel kurulu toplantıya çağırmayan yönetim kurulu üyeleri ile limited şirket müdürleri hakkında idari para cezası öngörülmüştür.

7- Kanun tasarısının 46. Maddesine göre 6102 sayılı Kanunun 617 nci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “üç” ibaresi “beş” şeklinde değiştirilmiştir.

“(1) Genel kurul müdürler tarafından toplantıya çağrılır. Olağan genel kurul toplantısı, her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren üç beş ay içinde yapılır.”
Limited şirketlerde de genel kurullarının faaliyet döneminin ilk beş ayı içerisinde yapılabilme imkanı getirilmiştir.

8- Kanun tasarısının 47. Maddesine göre 6102 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 13- (1) Devlet, il özel idaresi, belediye, köy ile diğer kamu tüzel kişilerinin pay sahibi olduğu şirketler hariç olmak üzere; sermaye şirketlerinin, 31/12/2020 tarihine kadar dağıtabilecekleri nakit kâr payı tutarı 2019 yılı net dönem kârının yüzde yirmibeşini aşamaz, genel kurulca yönetim kuruluna kâr payı avansı dağıtımı yetkisi verilemez.

(2) Genel kurulca 2019 yılı hesap dönemine ilişkin kâr payı dağıtımı kararı alınmış ancak henüz pay sahiplerine ödeme yapılmamışsa veya kısmi ödeme yapılmışsa, 2019 yılı net dönem kârının yüzde yirmibeşini aşan kısma ilişkin ödemeler birinci fıkrada belirtilen sürenin sonuna kadar ertelenir.”

İhtiyatlılık politikası gereği olarak, şirket kaynaklarının nakit kâr dağıtımı yapılmak suretiyle azaltılmaması, şirketlerimizin mevcut özkaynak yapılarının korunması ve ilave finansman ihtiyacının doğmaması amaçlanmıştır. Hüküm doğrultusunda 2019 yılı hesap dönemine ilişkin kar payı dağıtım kararı alınmış ve fakat henüz ödeme yapılmamışsa veya kısmi ödeme yapılmışsa, dönem karının yüzde %25’ini aşan kısma ilişkin ödemeler 31/12/2020 tarihinin sonuna kadar ertelenmektedir.

9- Kanun tasarısının 48. Maddesine göre 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) Üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler arasındaki alım satım işlemlerinden kaynaklanan ödemelerin, sözleşmede öngörülen tarihte yapılması esastır. Ancak, et ve süt ürünleri ile üretim tarihinden itibaren otuz gün içinde bozulabilen hızlı tüketim mallarına ilişkin ödemelerin süresi, borçlunun büyük ölçekli işletme olduğu hâllerde, malın teslim tarihinden itibaren otuz günü geçemez.”

Maddede yapılan değişiklikle; perakende işletmelerin üretici ve tedarikçilerle arasındaki ödeme ilişkilerine dair mevcut düzenleme, tüm tarafların birbirleri arasındaki ödeme ilişkilerini de içerecek şekilde genişletilmiş, borçlunun büyük ölçekli işletme olduğu durumlarda, üretim tarihinden itibaren otuz gün içinde bozulabilen hızlı tüketim malları ile birlikte et ve süt ürünleri için de ödeme süresinin otuz günü aşmaması kuralı getirilmiş ve otuz günlük ödeme süresinde alıcının küçük ölçekte olması kuralı kaldırılmıştır.

10- Kanun tasarısının 49. Maddesine göre 6585 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve birinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.

“b) 7 nci maddesinin birinci fıkrasına aykırı hareket edenlere beş yüz bin Türk Lirasından fazla olmamak üzere süresinde ödenmeyen tutarın yüzde yirmi beşi oranında, 8 inci maddesinin birinci fıkrasına aykırı hareket eden büyük mağaza ve zincir mağazalara, her bir mağaza ya da şubesindeki her bir ürün grubu için on bin Türk lirası,”

“ı) Ek 1 inci maddesine aykırı hareket edenlere on bin Türk Lirasından yüz bin Türk Lirasına kadar,

i) Ek 2 nci maddesine aykırı hareket edenlere elli bin Türk Lirasından beş yüz bin Türk Lirasına kadar,”

“(4) Bu maddede öngörülen idari para cezalarını uygulama yetkisi Bakanlığa aittir. Bu yetki merkez veya taşra birimlerine devredilebilir.”

Yapılan düzenlemelere uymayanlar hakkında, işlenen fiilin ağırlığına göre idari yaptırım uygulanabilmesine ve bu yetkinin merkez veya taşra birimleri tarafından da kullanılabilmesine imkân sağlanmıştır.

Ödeme süresine ilişkin maddenin ihlali halinde beş yüz bin Türk Lirasından fazla olmamak üzere süresinde ödenmeyen tutarın yüzde yirmi beşi oranında idari para cezası uygulanacaktır.

11- Kanun tasarısının 50. Maddesine göre 6585 sayılı Kanuna aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir.

“Fahiş fiyat

Ek Madde 1 – (1) Üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından girdi maliyeti ve döviz kuru artışı gibi haklı bir gerekçe olmaksızın bir mal veya hizmetin satış fiyatında aşırı artış yapılamaz.

Stokçuluk

Ek Madde 2 – (1) Üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından fiyat artışı beklentisi veya benzeri sebeplerle mal satışından kaçınılamaz; piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunulamaz.”

Deprem, afet, salgın hastalık gibi olağanüstü koşullarda karşılaşılan bu ve benzeri durumlarda, talebi yoğun ürünlerin ve bu ürünlerin üretiminde kullanılan hammadde ve diğer girdilerin piyasaya arzını geciktiren, erteleyen veya aksatan iyiniyetli olmayan bu uygulamaların da önüne geçilmesine yönelik tedbirlere ihtiyaç duyulmuştur.

Bu doğrultuda, üretim ve tedarik zincirinin tüm aşamaları ile nihai tüketiciye yapılan satışlarda, fiyat artışı beklentisi veya benzeri sebeplerle mal satışından kaçınılması, stokçuluk yapılması, piyasada darlık yaratılması, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunulması yasaklanmıştır.

Fahiş fiyat hükmünün ihlali halinde  on bin Türk Lirasından yüz bin Türk Lirasına kadar ve stokçuluk hükmünün ihlali halinde ilişkin hükümlerin ihlali halinde elli bin Türk Lirasından beş yüz bin Türk Lirasına kadar idari para cezası uygulanacaktır.

Saygılarımızla,
DİŞSİAD Yönetim Kurulu